16 Aralık 2011 Cuma

Artik Okullu Oldugumuz Anlasiliyor mu?

Bizim kuzu Ekim 19 itibariyle anaokuluna basladi.Eylül basi baslayacakti ama benim rahatsizligim nedeniyle Türkiye de oldugumuzdan sürec biraz aksadi.Simdi anaokulu dedigimi duysa, anaokulu degil Kinder Garten diye düzeltir.

Gecen kis cok hevesli olmasina ragmen bu sene Türkiye de ben sensiz durmam diye sayiklamaya baslamisti.Ilk üc gün hersey yolundaydi neredeyse sabahtan ögle saatine kadar kaldi. Sadece almaya gittigimde gözleri dolup duygusallasiyordu.Kendini cok yalniz ve yabanci hissettigi icin olsa gerek ve tabii Almanca bilmemesininde etkisiyle sanirim ürkek ürkek bakiyordu etrafa.Yine de sasirtici derecede istekliydi.Ne zaman ki araya tatil girdi -ki basladigi dönem cok tatil vardi- her sabah aglayarak gitmeye basladik.Kaldigi süreyi kisalttiksa da sabah ayrilisimiz cok sancili oluyordu.Ben giderken bacagima sarilip ayrilmamak icin direniyordu ki bu halde onu birakmak gercekten cok bunaltici.Ben gidince onunla ilgilenen ögretmenine baya bir saydiriyormus .Baska bir Türk annenin dedigine göre seni sevmiyorum demisligi bile var:))Bir de eve gelip bana anlattiklari var ki sormayin.

"Anne bugün sen gidince ben ayaklarimi yere vurup tepinirken elimi böyle ögretmene vurcakmis gibi havaya kaldirdim ama sonra kendimi tuttum vurmadim ,sadece elim bacagina düstü " gibi....

Bitmeyecekmis gibi gelen bu zor haftalarin ardindan bizim kuzu kendine bir Türk arkadas buldu ve hersey yoluna girdi.Bana güle oynaya hoscakal demeye , Nergiscigiyle okulun tadini cikarmaya basladi.Simdi tek problemimiz Nergis gelicek mi gelmicek mi?Birkac gün hasta olup gitmeyince yine ayrilirken zorlansa da en azindan düzenli olarak gitmesi gerektigini kabullendi.Eh ben de rahata erdim...

Buarada ben bunlari yazmaya calisirken tam 3 kez uyanarak sonunda beni yataga getirmeyi basardi.Inanin ne yazdigimdan benim de haberim yok:)



Masa bacagindaki cizgiler daha eski calismalarimizdan.Hala arada ufak karalamalar yapiyoruz cok aniden bastiran Ilham karsisinda:)


Hasta ve caliskan kiz.Bunlar aslinda burada anaokullarinda yürütülen ,anne ve cocuklara kaliteli zaman kullanimi icin yol gösterimini hedefleyen bir projenin ödevleri.Hergüne bir calisma var .Ben haftada bir gün Serranin okulundaki kursa katiliyorum ,eve icinde haftalik ödevler olan bir dosya getiriyorum.Serra buna bayiliyor.Ancak ya cabucak sikiliyor boya yaparken ya da hepsini ayni gün yapmak isteyip beni bunaltiyor.Ama yine de birlikte birseyler yapmamizin heyecani onu cok mutlu ediyor.


Su kücük ellerin kalem tutusuna hayran olunmaz mi ?Ya icindeki hevese?
Sonra birdenbire vazgecisine, yoruldum deyisine ,biraz da sen yap hep ben yapiyorum deyisine ...


Anaokuluna gitmeye ilk basladigimiz hafta...Henüz gitmek istemiyorum diye aglamalara baslamamisken.Süslenip püslenip poz verirken:)Ve neredeyse iki yasinda tanistigimiz biberon hala en sevdigimiz dostlardanken.

Ve ilk gün.Tabii ki anne kaytarip kücük kuzuyu babayla yolladi.Benden ayrilmasi hep daha güc oldugu icin ben gitmedim ilk gün.Meger asil zorluk ikinci haftadaymis.En zor günler yine bana kaldi.Annelik de bu degil mi zaten:)

Hiç yorum yok: